Yıllardır insanoğlu kendini arıyor, aramanın da ötesinde başka alemlerin, uzayda hayatın olup olmadığı hakkında sürekli sınırları zorluyor. Bu kişisel ve ya toplumsal merakın götürdüğü noktalarda bazen çok acıklı olagelmiştir. Tarihsel süreçte kimi bilim adamları yaptıklarından ötürü cezalandırılmış, hatta kimisinin canına da mal olmuştur. Bu merak bugünde varlığını sürdürüyor.
Gelişen teknolojiyle beraber insan uzaya da adım atmış ve bunun sonucunda da insanoğlu bazı kazanımlar elde etmiştir. Misalen insan yapımı uydularla iletişim, haberleşme sağlanmıştır. Uzaya gönderilen makineler her gün 19 milyon fotoğrafı gönderecek duruma gelmiştir.
Yıllardır devam eden bu teknolojik gelişme, veriler sonucunda net bir bilgiyle başka yaşam formlarının olduğunu açıklayan bilgilere ulaşılamamıştır. Günümüz modern insanı ufolardan bahsediyor, bazıları bunları gördüğünü iddia ediyorlar. Bunlar bize inandırıcı ve ya reklam gibi gelebilir; ancak tarih öncesi devirlerden bu yana da bunlardan bahsedildiğini de bilmekteyiz. Hal böyle olunca da ''Ateş olmayan yerde duman çıkmaz'' sözü geliyor insanın aklına ve insan soruyor kendine ''Acaba uzayda yaşam var mıdır?'' diye. Şu bir gerçek ki insan net bir şekilde bunun cevabını veremez. Var ve ya yok!
Yalnız şunu söylemek gerekir: bilimle sabittir ki evrende insanın hayal gücünü aşacak derecede galaktik sistemler var ve her geçen bu sistemlerin içinde yeni gezegemler, yıldızlar bulunuyor. Bilmem kaç milyon ışik yılı uzaklıkta ki yıldızlar. Peki acaba buralarda yaşam olamaz mı? Bizim gibi yiyip içen varlıklar ve ya farklı şekilde yaşayanlar. Olamayacağını söylememiz mümkün değil; çünkü şu anki kazanımlarımız algı dünyasıyla sınırlıdır ve biz bunların içine hapsolmuş gibiyiz. Hal böple oluncada başka yerlerde yaşam olabilir demekten başka çaremiz kalmıyor gibi. İnsanın bu noktada 'Paralel evrenler' i düşünmesi lazım, algı dünyasının perdesi ancak bu şekilde yırtılabilir.
Tıkla! PARALEL EVRENLER